HAC BİR MUTLULUK RÜYASIDIR – 2
Akgündem’in Muhterem okuyucuları,aziz dostlarım,
Geçen haftaki sohbetimizde “Haccın bir mutluluk rüyası”olduğunu bu güzelliğin herkese nasip olmadığını, maddi gücü ve parası olan bir çok kişinin bu güzelliği elde edemediklerini, bu niğmete sahip olanların bunun kıymetini bilip ona göre vakitlerini boşa geçirmemelerini anlatmaya gayret etmiştim.
Bu mutluluk rüyası olan ibadtin faüziyleti ile ilgili bugünde sizleri bilgilendirmeye devam etmek istiyorum.
Yüce Rabbim konu ile ilgili ayeti kerimede
“Gerçek şu ki, insanlar için yapılmış olan ilk ev, âlemlere bir hidayet ve bir bereket kaynağı olan Mekke’deki evdir.” (Âl-i İmrân; 96)
“Orada apaçık deliller, İbrâhim’in makamı vardır. Oraya giren emniyette olur.
Gitmeye gücü yetenin o evi ziyaret etmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse bilmelidir ki, Allah bütün âlemlerden müstağnidir.” (Âl-i İmrân; 97)
Sevgili dostlar,
Orada apaçık delillerin bulunduğunu, İbrahim (Al)mın makamının bulunduğunu o güzel mekanlara girenlerin emin olacağını bizzat Hz.Allah(c.c) beyan ediyor..Onun içinde Buralara “Emin belde “denilmiştir.
Gayrimüslimler bile giremiyor..Hacca gidenler bilirler ciddeden Mekke ve medineye giderken yol boyunca bu iki mubarek beldeye gayri müslümlerin giremeyecekleri yazar(Ancak bugünlerde üst düzey idarecilerin Amerikan yanlışı ve İsrail yanlısı tutumları bütün İslam aleminde konuşulup tartışılan konu.. ve Amerika buralara da Amerikan askerleri gönderecekmiş diye yazılı basından okuyoruz..bende okuyorum sizler de okuyorsunuz..Bu levhaların bulunduğu o canım topraklara ,
Ecdadın çekirge yiyerek gâvura karşı müdafaa ettiği bu mukaddes topraklara bu cenabet adamlar nasıl girecekler doğrusu meraz ediyorum..
Biz bazen işimize gelmeyince veya hoşumuza gitmeyince “Siyaset yapmayın” deriz ya..Tokat manşetin okuyucuları da bana böyle demeyeceklerse Bir parantez daha açmak istiyorum oda şudur:”
Gerek hac da ve gerekse umere de Müslümanların Suudi Arabistan topraklarında harcadıkları her kuruş Filistinlilere kurşun olarak dönüyor ve toplanan paralar hep –tabirimi hoş görün lütfen-Gâvurun ekonomisine hizmet ediyor..
Suut yetkililerinin paraları hep Amerikan İngiliz ve Fransız bankalarında bekliyor onların ekinomilerine hizmet ediyor..Amerikanın silah tüccarlarının cebine giriyor..Müslümanlar azıcık uyanık olsa ve de yeme içme dışında oralarda bir iki sene kuruş harcamadan ibadetlerini yapıp dönüp gelseler işler başka türlü ü olacak ama maalesef bir kısım şuursuz Müslümanların buna dikkat ettikleri yok..
Biliyorsunuz dünyaca meşhur bir içecek var..ismini reklam olmasın diye yazamıyorum ..Ramazan ayı geldiğinde de reklamlarla “iftar sofralarının olmazsa olmazıdır” diye reklam yapıyorlar..ehli namus doktorlarımızda bu içeceğin zararlı olduğunu bağımlılık yaptığını hep söyleyip duruyorlar ama nafile. kimsenin kulak astığı yok ayrıca .
Hani sigaraların üzerinde “SIGARA ÖLDÜRÜR” diye yazmasına rahmet hastane bahçeleri dahil herkesin fosur fosur içmeye devam ettikleri sıgara varya aynen onun gibi bu gazlı içeceğe de kimsenin aldırış ettiği yok. Bu baş belası içecek maalesef Türkiye de de imal ediliyor artık ve binlerce insanımızda buradan geçimini temin ediyor ama öbür taraftanda neslimizi zehirlemeye devam edyor…
ve bunu herkes biliyor ama buna rağmen sanki bu içecek çok mataf bir şeymiş gibi herkes ona saldırıyor..özellikler lokantalarda Cafelerde hekesin önündekii masada bu içecek var…
işte bu bir ekonomik savaştır ey hacılar,hocalar,Müslümanlım diyen herkes..siz bu içeceği tükettiğiniz müddetçe bu paralarınız Filistinli gariplere silah olarak dönüyor unutmayın..
Sevgili dostlar,
Malum her sene hac mevsimi geldiğinde hocalarımız hep anlatırlar ve değişmeyen bir cümle vardır herkesin dilin de o da;”İslamın beş esasından birisi de Hac’dır ömür de bir defa yerine getirilmelidir.” Cümlesidir
Evet islamın beş esasından birisi de hacdır ve mutlaka hali vakti yerinde olanların bu ibadeti yerine getirmeleri Yüce Allah tarafından kullarına görev olarak verilmiştir.
Ve yukarda zikrettiğimiz Ayeti kerimede de .” Gitmeye gücü yetenin o evi ziyaret etmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır (Âl-i İmrân; 97) buyuruyor Yüce Yaratıcımız..Ne mutlu o imkanı bulupta o hakkı yerine getirenlere…
Sevgili Peygâmberimiz Hz. Muhammed(s.a.v) de;
“Kim Allah için hacceder de (bu esnada, Allah’ın rızâsına uymayan) kötü söz ve davranışlardan ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, (kul hakkı müstesna) annesinin onu doğurduğu günkü gibi (günahlarından arınmış olarak hacdan) döner” (Buhârî, “Hac”, 4; Müslim, “Hac”, 438) .(Örnek Vaazlar C.1 Sayfa.184) buyurmuştur
Sevgili Dostlar,
Asırlar öncesinden Büyük sahabi Abdullah b. Abbas’ın naklettiğine göre Allah Resülü (sav)”Vücup şartlarını taşıyan kişilerin geciktirmeden bu ibadeti derhal yerine getirmeleri hususunda ümmetini ikazda bulunuyor ve şöyle buyuruyor:
”Hac ibadetini yapmak isteyen kimse acele etsin, olur ki hastalanabilir biniti kaybolabilir veya (hacca gitmesine engel olcak)bir ihtiyacı ortaya çıkar” (İbni Mace, Menasık, 1); Ebû avud, Menasğk,5) (Hadislerle dini hayat.sayfa.185)
Sevgili dostlar,
Bu günde öyle değil mi, pek çok hali vakti yerinde olan insanlarımız genç iken bu ibadeti yapmıyorlar ve htiyarlayınca ve bütün hastalıklar hücum geçince artık bir kısmı bu görevi yapmadan Rahmeti rahmana kavuşuyor..
Bir kısmı da vekil göndererk bu görev yaptırmaya gayret ediyorlar maalesef..Halbuki oralar gidip dünya gözü ile oraları görüp oralarda dua etmek..Rasulullah(sav)a orada kabri saadetlerinin başında “ESSELAMÜ ALEYKE YA RASULALLAH” demek ne büyük lütuftur. Kabe de el açıp dua etmek ne büyük şereftir.
Rabbim herkese helal para ile oralara gitmeyi oralarda bulunmayı o güzel mekanlarda dua etmeyi, niyazda bulunmayı nasip eylesin.
Sevgili Dostlar,
Halk arasında bir deyim vardır.”Aşk anlatılmaz yaşanır” denir ya ..aynen öyle..eskilerin tabiri ile teşbihte hata olmaz,.hac da bunun gibidir..Anlatılmaz, yazılmaz..yaşanır.Sizleri daha fazla sıkmamak için Haccın parolası oylan telbiyeyi de yazarak bu konuyu kapatmak istiyorum. Ve Tabi geçen hafta verdiğim sözü tutarak Cengiz Numanoğlu Ağabeyimin meşhur şiirini de buraya ekliyorum.
Telbiye.
Hac ibadetine başlama anını temsilen belli sözlerin söylenmesinden ibarettir.
Telbiye namazdaki iftitah tekbiri mesabesindedir; bu bakımdan namazdaki tekbir ifadesi (Allahüekber) yerine bunda telbiye sözleri söylenir.
Telbiye;
“Lebbeyk Allahümme lebbeyk. Lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk. İnne’l-hamde ve’n-ni‘mete leke ve’l-mülke, lâ şerîke lek” sözlerini söylemekten ibarettir
(Anlamı: Davetine sözüm ve özümle geldim Allahım, emrin baş üstüne. Davetine sözüm ve özümle geldim ey ortaksız olan sen! Emrin baş üstüne. Hamd senin, nimet senin, mülk de senin. Yoktur senin ortağın).
Sevgili Dostlar,
Kabeyi gördüğümüzda artık bu telbiye duasına son veririz.
Beytullah’da ben…
“Bir sancak altında kaç milyon insan
Ne tenleri benzer ne dilde lisan
Olmuşlar tek yürek, tek bedende can
İnsanlığı gördüm Beytullah’da ben.
“Yedi bağın gülü aynı destede
Yetmiş iki millet aynı listede
Kaç milyon amin der aynı bestede
Tevhidle haşroldum Beytullah’da ben.
“Sinelerde alev, ne kül, ne duman
Dillerde bir soru: Vuslat ne zaman?
Cehennem söndürür böylesi iman
Aşk ne imiş gördüm Beytullah’da ben.
“Okyanuslar aşmış gelmiş nicesi
Aç susuz, uykusuz gündüz gecesi
Her nefes dilinde Kur’an hecesi
Sevdalılar gördüm Beytullah’da ben.
“Rabbin o davetli misafirleri
Doldurmuş Mekke’de her karış yeri
Dillerinde dinmez Lebbeyk sesleri
Arş’a yollar gördüm Beytullah’da ben.
“Bir damla misali kapılmış sele
Zengin, fakir, paşa, nefer elele
Yan yana secdede sultanla köle
Mahşerle tanıştım Beytullah’da ben.
“Kimi ayağında yarım çarığı
Kaç yerinden kanar topuk yarığı
Meğerse kefenmiş başta sarığı
Ne aşıklar gördüm Beytullah’da ben.
“Bir zerre gözü yok dünya aşında
Ahir, rızkın arar harman başında
Rabbin nazarını Kabe taşında
Gören gözler gördüm Beytullah’da ben.
“Bir sevda seli var Safa Merve’de
Damlalar köpürmüş vecde girmede
Nice peygamberler nice zirvede
Durup bakan gördüm Beytullah’da ben.
“İbrahim makamı sultan sofrası
Sunulur herkese bir Kevser tası
Bir Cennet şöleni perde arkası
Ne sahneler gördüm Beytullah’da ben.
“Durdum da tavafı seyrettim hayran
Gördüm, bir kainat misali devran
Hangisi melektir hangisi insan
Şaşırdım çok zaman Beytullah’da ben.
“Yaş desem yaş değil gözlerden akan
Bir sel ki günahlar bendini yıkan
Kabe göklerinden semaya çıkan
Merdivenler gördüm Beytullah’da ben.
“Bir mana sarayı Mescid-i Haram
O ne ince nakış, o ne ihtişam!
Her kalbe Muhammed aleyhisselam
Bir taht kurmuş gördüm Beytullah’da ben.
“Bir zaman derdim ki: Ya Rabbi neden
Bir daha istiyor bir kere giden?
Meğer bilemezmiş insan gitmeden
Aldım cevabımı Beytullah’da ben.
“Gördüm ki bu dünya bir oyalanma
Halime bakıp da mutluyum sanma
Bedenim Kabe’den uzakta amma
Gönlümü bıraktım Beytullah’da ben…”
(Cengiz Numanoğlu)
Herkese hayırlı cumalar diliyorum.
Kalın sağlıcakla
Yusuf KAVAKLI
(Emekli İstanbul Müftü Yardımcısı)
<a href=”mailto:yusufkavakli@tokatmanset.com” target=”_blank” rel=”noopener noreferrer” data-cke-saved-href=”mailto:yusufkavakli@tokatmanset.com”>yusufkavakli@tokatmanset.com</a>